Pazar, Kasım 12, 2006

Bir internet mucizesi

Paralı yatılı anım, beklenmedik bir mucize yarattı. Geçen haftanın başında gelen yorum, bana son günlerdeki en büyük mutluluğu yaşattı. Mah-zen gibi sınırlı okuru bulunan bir sitenin, elli yıl önce yaşanmış olaylarda adı geçen birilerine ulaşabileceğini aklımın köşesinden geçiremezdim. Üstelik, elli yıldır dünyanın ta öbür ucunda yaşayan birine ulaşabileceğini ise hayal bile edemezdim. Ama, bir mucize gerçekleşti ve “gerçek” “hayal”i fersah fersah gerilerde bıraktı. O yazımda adı geçen eski dostlardan biri, Güneş Ecer mah-zen’le buluştu...

Güneş’in mah-zen’e gönderdiği ilk yorumu, buraya olduğu gibi taşıyorum:
Merhaba sevgili Şahin,

Ne güzel günlerdi onlar! Aynı günlerin hatıralarını paylaşıyoruz, isimleri ben de hatırlıyorum. Yılmaz'ı, Ankaralı Hasan'ı, Burhanettin’i güzel tasvir etmişsin. Okulda yaptığımız hokkabazlıkları da... Beni de iyi tasvir etmişsin. Lise müdürü amcamın o güzel resmini saklamışsın demek. Ölümünde dağıtılmıştı. Şu dünyanın haline bak... Pasifik Okyanus'u sahilindeki, Lagoona Beach kasabasında bir Türk lokantasında dizüstümle oturmuşum internette dolaşırken bu yazını görüyorum ve eski günleri nemli gözlerle bir kere daha hatırlıyorum. Kalp atışımın hızlanmasını, serotonin miktarımın yükselmesini senin bu güzel yazına borçluyum. Güzel günler sevgili arkadaşlarım...

parasız yatılı Güneş Ecer..
Bilmem siz hayatınızda hiç böyle bir güzellik ve böyle bir mutluluk yaşadınız mı?

Elli yıl sonra yeniden bulduğum Güneş’le haberleşmemiz sürüyor. Ona yazdıklarımda yanlış yanlar olup olmadığını sordum ve anımsadığım birtakım ayrıntıları da ileterek katkısını istedim. Elindeki fotoğrafları da eklediği ikinci mektubu şöyleydi:

Sevgili Şahin,
Hafızan benimkinden çok daha kuvvetli... Ben saydığın hocaların isimlerini de, lakaplarını da ancak sen yazınca hatırladım. Benim de birkaç hikaye olabilecek hatıram var, ama bende yazarlık yok. Günün birinde yazarım. Biraz önce yazıyordum, bilgisayarıma bir şey oldu kaybettim. Ama, eski resimlerimden birkaç tanesi bilgisayarımda vardı. Onları ekliyorum. Resimlerde beraber olduğumuz arkadaşların soyadlarını hatırlamıyorum, belki sen hatırlarsın. 1952-55 döneminin lise arkadaşlarından bulabildiklerimizi bir araya getiren bir blog, veya site yapilsa çok iyi olurdu. Resimler asar, arada bir Türkiye'de bir yerde buluşur hatıra tazelerdik. Yılmaz'ı demek gördün. Hâlâ yaşıyordur inşallah. Kendisini ben de görmek isterdim doğrusu. Bir seferinde, okul tatil olmuş trenle evlerimize dönüyorduk, ve tren ağzına kadar dolu idi. Yılmaz bir kompartmanda tek kişilik bir yer bulup oturdu ve sanatoryumdan bahsetmeye başladı. Arada bir de kuru kuru öksürüyordu. Biliyorsun, zaten zayıf ve hasta imiş gibi bir görünümü vardı. Orada oturanlar tedirgin oldular ve tek tek kompartmandan çıkıp gittiler. Biz de üç dört kişi oturup onların yerlerini aldıktı. Yılmaz'ın bir kurnazlığının hikayesidir bu. Tekrar görüşmek üzere, sevgiler ve güzel günler,

Güneş
Eminim ki, yarım yüzyıllık iki eski dost arasında geçen bu iletişim hiç kimseyi ilgilendirmeyecektir. Buna karşın buraya taşıdım. Şu internet denilen mucizenin yarattığı mucizelere hazırlıklı olalım ve sonuna kadar yararlanalım. Ben kendi adıma bu mucizenin tadını almaya başladım bile... Haydi Niğde Lisesi'ndeki yıllanmış dostlar, sesimize kulak verin.

9 yorum:

Adsız dedi ki...

uzağı yakın eden internet...

İnternet mucizesinden bir kaç gün önce ben de nasiplendim. Uzun süredir görüşemediğim bir dostu tekrar buldum. Her şey bir web sitesi sayesinde oldu. Okuduğu bir kaç satır, onun beni bulmasını sağladı. Ne duygular içinde olduğunuzu iyi biliyorum çünkü aynısını ben de yaşadım.

Dilerim diğer dost ve arkadaşlarınız da sesinize kulak verir.

A. Selim Tuncer dedi ki...

Beni niye kimse bulmuyor yahu? Kıskandım şimdi sizi:)

Ahu Serap Tursun dedi ki...

Bugün okuduğum en güzel yazıydı bu. İnanın sizin adınıza çok sevindim. 50 yıl sonra da ilk günkü samimiyeti ve dostluğu yitirmemeniz ne güzel. 2 ay önce internet bana da büyük bir mutluluk yaşattı. 7 yıldır görmediğim bir arkadaşımdan mail aldım. Sanki zaman donmuş gibi o ana geri dönüyorsunuz ve o anı içinde barındırdığı tüm yaşanmışlıklarıyla sırtlanıp tekrar bugüne getiriyorsunuz ama özenle, üzerine aradan geçen hiçbir yılın tozunu katmadan...

Dilerim en kısa zamanda bir araya gelirsiniz...

Filiz Kirazoğlu dedi ki...

Şahin Bey,
Şu anda, sayenizde yüzümde bir gülümseme ve içimde sıcak bi huzur var. Acaba o günlerde interneti ve sizi bu şekilde bir araya getirebileceğini hayal edebilir miydiniz.. Ne mutlu size..! Cengiz Bey'in temennisine bende katılıyorum. En kısa sürede diğer dostlarınıza kavuşmanız ve bizimle paylaşmanız dileğiyle...

Adsız dedi ki...

Ne mutlu.

Bu tür birlikteliklerin sonuncunda Mah-zen kalitesinde bloglar artar da, biz okuyucular da bu güzel yazılardan, anılardan nasipleniriz.

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
seher dedi ki...

merhabalar,
gerçekten muhteşem bi olay bu şahin bey...
gözlerim doldu inanın...
benim 5 yıllık bile dostum yokken 50 yıllık dostunuzun olması muhteşem...
daha nice güzel dostluklara...

Adsız dedi ki...

Genial brief and this mail helped me alot in my college assignement. Thank you seeking your information.

Adsız dedi ki...

Opulently I to but I dream the post should have more info then it has.